Söylemem gereken ne varsa anlatacağım sana. Sen benim için Batı göçebe olmayan dünyasın. Temellerinden sarsılmışsın biliyorum şaşkın şaşkın dolaşıyorsun; yeni bir yurt bugüne dek kimsenin sana sunamadığı bir dayanak peşindesin. Yine biliyorum ki sonu gelmez bir zaman baskısına rağmen nihayet vaktin olacak içindeki çile yüzünden de beni dinleyeceksin. Sakın kesme sözümü bir göçebenin akıp giden sözünü kesmek onu ezmek ona set çekmek ve nihayet onu boğmak demektir.
Dünya anlatıcıları olmadan neye benzerdi acaba?