Derinliklerinde ellerinin izinde ve kalbinin ritminde duymuş olma ihtimalin olanlar işlenmiştir bu deftere. Basılırsa kitap derler adına sen aldırma. Al kendini karşına yarı güler yarı ağlar bir bakışla hayatı nakışla bir bir. Kendisine akış derler; kendini bulduğun yerde yakala yakana yapış. O an dinle tüm kulaklarınla içinde ne bağırıyorsa Avaz'ın çıktığı gibi. Bu aşk olabilir savaştır zihninin içindeki veya toplum dedikleri topunun kellesi de ihtimallerden biridir. İnsan içine nereye kadar bağırabilir?
O an hissederken yerimde öylece oturamadığım ne varsa oturdum yazdım. Çekerek bir sandalye dinledim kendimi ve dedim ki: senin derdin derinliğin nedir?
Sevgili Okur
Çek bir sandalye dinleyelim birbirimizi dinlenelim. Demlenelim ve demleyelim çay-kahve severler kavga etmeden birbiriyle. Hepimizin derdi bir çarpıntı değil mi kalpte hem de Avaz'ımız çıkana kadar bağırabilelim diye?