Sinema analiz yazıları öykü ve denemeleri ile tanıdığımız Handan Kılıç bu sefer bir romanla okurlara sesleniyor.
Kitapta göç mübadele yerleşememek gidememek dönememek eve dönmenin yollarında savrulma nesilden nesile aktarılan döngüsel kader konuları üzerinden kurgu ilerliyor.
Yerleşemeyenlerin dünyasında romanın başkahramanı Hikmet başını sokacak bir yer onu hayattan koruyacak bir sığınak bulabilecek mi?
"Yerimi bulamadım. Döndüm dolaştım dağlar nehirler aştım. Dere tepe düz gittim yok. Milyarlarca insana bağrını açan koskoca dünya bana sığabileceğim bir yer göstermedi. Tam her şey yoluna giriyordu ki olanlar oldu. Bir süre devam etmeye çalıştım. "Hikmet halleder" lafı dillere pelesenk malum. Böyle alışmış herkes. Halledemedim gölgene geldim. Al beni dinle dinlendir sağalt sahip çık!
Kadim dostum çamla böyle selamlaştım. Ben doğduğumda en boylu poslu ağacıydı mahallenin. Yıllar sonra döndüğümde ondan başkası kalmamıştı sokakta. Gölgesinde serinlediğim büyüyüp serpildiğim her geldiğimde dertleştiğim çam ağacıydı karşılayanım. O yerindeydi ben dışarda. Canım asırlık çam ağacım! Sen şu hayatta yerini ne güzel de bulmuşsun. Peki ya ben ne olacağım?"