Arap dili sahasında seleflerini geçmesi akranlarına üstünlüğü haleflerine önder olmasıyla adından söz ettirmiş nahiv âlimlerinden biri olan İbn Hişâm el-Ensârî Memlükler idaresinde bir ilim ve kültür merkezine dönüşen Kahire'de dünyaya gelmiştir. Hayatı boyunca memleketinden nâdiren ayrılan İbn Hişâm döneminin önemli âlimlerinden istifade etmiştir. Daha hocaları hayattayken İbn Hişâm'ın nahiv ilmindeki ünü memleketinin sınırlarını aşmıştır. Öyle ki; Mukaddime sahibi İbn Haldûn Mağrib'te olduğu sıralar orada Mısırlı İbn Hişâm adında bir nahivciden söz edildiğini haber vermiş ve onun nahivdeki eserlerinin çokluğuna olan hayretini dile getirmiştir. Nitekim İbn Hişâm'ın eserlerinin sayısı neredeyse yaşadığı yılların sayısıyla eşittir. İşte onun nahivdeki bu üretkenliğinin meyvelerinden biri de el-Câmi'u's-sağîr fî'n-nahv'tir. Bu eser İbn Hişâm'ın nahiv ilmindeki yetkinliğinin bir vesikası niteliğindedir.
Bu çalışmada İbn Hişâm'ın nahivdeki yöntemini el-Câmi'u's-sağîr'i ekseninde ele aldık. İbn Hişâm bu eseri nahiv usûlünde temel delil getirme metotları olan semâ ve kıyası esas alarak telif etmiştir. Semâ metoduna bağlı olarak nahiv kaidelerini Kur'ân-ı Kerîm hadîs Arap şiiri ve nesiriyle delillendirmiştir. Öte yandan İbn Hişâm "Kendisine uyulan bir kıyas olan" nahiv ilminde kıyas metodunu esas almadan kaide bina etmenin imkânsızlığını eserindeki ibareleriyle açıkça ortaya koymaktadır.