Osmanlı devletinin son zamanlarında savaşın ve göçün etkisini yaşayan binlerce aileden biriydi benim ailem. Yıllarca süren savaşlarda 3 kuşağın birden asker olmasıyla yaşanan uzun ayrılıklarla yaşama tutunma çabaları arasında kalmışlardı. Babasını göremeden büyüyen bir nesil yeni Cumhuriyete adım atmıştı. Savaşan askerlerin birçoğundan haber alınamadı. Esir olanların binlercesi geri dönemedi. Topraklarına sahip çıkmaya çalışan kurtuluş savaşı veren bir ülkenin kimsesiz çocuklarıydı onlar. Her yerinden yara almış ülkenin insanları tüm yaralarına rağmen direnç gösteriyordu. Parça parça dağılan topraklar parça parça eksilen insanlar...
Aslında günümüz Türkiye'sinde hepimizin ortak hikayesi bu yaşananlar. Büyük göçler uzun ayrılıklar bitmez bilmeyen savaşlar... Bizi biz yapan ortak bir yaşantı ortak bir tarih. Tarihi bilmek demek yaşadığımız yerin kıymetini daha çok arttırır ve yüceltir. Hayata tutunduğumuz yeri köklerimizi bilmek bizi güçlendirir. Bizlerden sonra ki nesillerin bu hikayeleri dinleyecek yaşlı dedeleri yaşlı neneleri hiç kalmayacak. Bu hikayelerin yazılı olarak nesillere aktarılmasında vesile olan herkese teşekkür ederim...