Bu kitapta "İnsanları birbirlerine düşüren nedir?" "Çıkar rekabet intikam ihtiras mı?" "Barış içinde bir arada yaşamamızı engelleyen nedir?" "Peki bunlar karşısında İslam dini bizlere ne öğütlüyor?" bu ve benzeri soruların cevabını aradık. İslam'ın temel kaynaklarının hem barışa hem de çatışmaya sürükleyecek şekilde yorumlanabileceğini gördük. Genelde çatışmaları ve çatışmaların kaynağını empati kuramadığımız ve "biz"den olmayanda yani "öteki"nde aradık. Bu durum kendi içimizde yaşananlara karşı gözlerimizi körleştirdi. Aynı dine inanan lakin farklı bakış açılarıyla dini ve hayatı anlamlandıran Müslümanlar bir arada uzlaşma içinde yaşayamaz mı? Yaşayabileceğini düşünerek bu noktada eğitimin işlevsel olacağı özellikle de yüksek din öğretimi kurumlarının buna hizmet edeceği fikrinden hareket ettik. Yüksek din öğretiminin öteki çatışma empati iletişim ve uzlaşmaya etkisini ise eğitimin muhatabı olan öğrencilerin değerlendirmeleri üzerinden analiz ederek sorularımıza cevap bulmaya çalıştık...