Hekimoğlu İbrahim Musa Emmisinin getirdiği avuç içi büyüklüğündeki aynayı eline aldı.
Evirdi çevirdi yansıyan görüntüsüne baktı.
Sonra namlunun göz gez arpacık hizasına engel olmayacak şekilde tüfeğinin yan tarafına sabitledi.
Namluyu doğrulttu hedefe baktı. Gözünün bir ucuyla da aynayı izledi.
Artık gerisinde ne varsa görebiliyordu.
Dudaklarının kenarında çocukça bir sevinç yayıldı.
Onun "Aynalı Martini"si vardı.
Başka hiç kimsede yoktu.
Kıyamete kadar da olmayacaktı...