"Felek kalın sis tabakasından donmuş bakışlarıyla ablasıyla göz göze geldi. "Abla kızımı Tazegül'ümü çok özledim. Kızımın hasretine dayanamıyorum..." dedi gözyaşları süzülüp akıyordu yanaklarından. Kader kardeşinin sözünü yarıda keserek "Felek sakın aklıma geleni yapmayasın. Günahtır. Kadere rıza göster. Veren de O alan da O." diyerek teselli vermeye çalışıyordu. Daha da çok şey söyleyecekti ama sustu bu sözlerin onun acısını dindirmeyeceğini biliyordu. Felek Kader'in söylediklerini artık duymuyor; sisi yağmuru hissetmiyordu. Tarlada orak tutmuş harmandan saman taşımış evinin inşaatına taş taşımış bu köy kadını çelikleşmiş parmaklarını mezarın toprağına daldırdı. Yaralı dişi bir aslan gibi mezarın toprağını Kader'in şaşkın bakışları arasında kazımaya başladı. "Tazegül'üm gül kokulum..." sözleri dudaklarından dökülürken hızla acıyla kazımaya devam etti. Kader kardeşinin acısının keder sınırlarını aştığını anladı. Sustu."