"Hayat işte...". "Bir tarafta hayallerimiz diğer tarafta gerçeklerimiz. Her hayalin bir toprağı vardır. Kendi toprağından söküp başka toprağa taşımaya kalkarsan yeşertemezsin soldurursun onu. Gerçekler çok farklı oysa. Her toprağa ekilebiliyor. Uzun kısa ağır hafif eğri büğrü acı tatlı her yerden gerçek fışkırıyor. Benim gibi hayallerini öldürenler gerçeğe sarılıyor. Gerçekleri makyajlayarak yaşamaya başlıyor. Biliyor musun Gülçin? Yeryüzü tunçlaştırılmış ruhlarla doldu artık. Malzeme bilimi dersinden hatırlarsın. Tunç aslında bakırdır. Potalarda veya fırınlarda eritilen bakırın içine kalay katılır üzeri kömür tozu ile kapatılır böylece sürtünmeye karşı dayanıklı hale getirilir. Günümüzde sürtünmeye dayanıklı dişliler ve çarkların yapımında kullanılıyor makinecilerin konusuydu bu. Bize neden öğrettiler anlamadım. Şimdi anlayabiliyorum: Hepimiz sürtünmeye karşı dayanıklı hale getirilmişiz. Başka türlü yaşama şansımız yok."