Bu kitap İNSAN ile insanın zihin beden duygu toplumsal GELİŞİMİ ile ilgilidir. Tüm canlılar var olmak yaşamak gelişmek başarmak üremek ve mutlu olmak için çevreleri ile iletişim etkileşim içinde olmak gelişmek/ öğrenmek konumundadırlar. İnsanın özü bunu başaracak biçimde tasarlanmıştır.
Her canlı herkes öğrenir mi? Sorunun kısa ve kesin cevabı evet! Çünkü yaşamını sürdürebilmesi için canlı öğrenmek/gelişmek zorundadır. Öğrenmek canlının genetik yapısında vardır. Bu nedenle her canlı öğrenir; özellikle insan sanki öğrenme için yaratılmıştır. Bu sözün
ardını da getirmek gerekir. İnsan diğer canlılara göre daha yığın hızlı derinlemesine öğrenir ve yaşamına yansıtır. Öğrenmenin başlangıç noktası algılardır; duymak görmek dokunmak kokusunu veya tadını almak yoluyla "çevreden" duyu organları ile sağlanan algılar canlının biyolojik düzeyine göre hemen bir eyleme yönelme kaçma yaklaşma vazgeçme yeme vb. etkinlilere dönüşür; insanda ise söz konusu algılar sorgulanır yorumlanır ve anlamlandırılır. İnsan kıymetlidir; uygun çevrelerden mahrum kalmış gelişememiş insan dünyanın mükemmel yaratılışındaki bütünlüğe aykırı bir nokta gibidir; aykırı noktaların çokluğu veya yoğunluğu toplumsal alanın aydınlığında gölgeli alanları gibidir.
Öğrenme sadece bilişsel bir boyuttan ibaret değildir yaşamı bütünleyen sosyal duygusal ve biyolojik boyutu ile aile-okul-çevre bütünlüğünde gelişmenin bir parçasıdır. Bu parçanın en kritik elemanı ÇOCUK'tur. Dünya ÇOCUKLARIMIZA kalacak. Çocuklarımızın Zihinsel-Sosyal-Duygusal-Biyolojik gelişimi için farklıları koruyarak uygun bir gelişim ortamı sunmak hepimizin görevidir.