Kitaplara gitar çalma eylemi önceleri bir oyun olarak başladı. Gitarını kutusundan çıkarıyor ve kitaplığını ortalayacak şekilde tam karşısına oturup çalmaya başlıyordu. Sonraları bu eylemlerini ciddiye almaya başladı. Daha da ileri giderek rafların altındaki dolapların kapaklarını açıp burada biriktirdiği eski ve yeni edebiyat dergileri için de çaldı. Özenle seçtiği şarkılarını sunuyor sonra da kurallara uygun olarak ciddi bir şekilde ayağa kalkıp kitapları selamlıyordu. Okuduğu roman ve öykü kahramanlarının onu dinlediklerini düşünüp bundan gizli bir zevk duyuyordu.
Bu öykülerde hızdan uzak bir toplumsal hareketlilikte zaman bir başka şekilde insanlara hükmediyor. Onların sıkışmış hayatlarını daha bir sıkıştırıyor. Tutkular çıkışsızlıktan birer takıntıya dönüşüyor. Yerleşikler arasındaki göçmenler aidiyet duygusunu gizlemeye çalıştıkları kederle yaşıyorlar.
Dünyanın En Gamlı Adamı sıradanlığın içinde hayatın ağır bir şakası.
Adnan Özer