Yol Deriz Ona'da; bir oğulun babasına bir kulun tanrısına duyduğu gitgide duaya dönüşen karanlık ve derin sevgi kelimelere bürünüp sese dönüşüyor şunun gibi: "Tanrım ne zaman diye sormayı çok istiyorum ama sana yalvarırken gözlerin gözlerime bakıyor mu bilmiyorum."
Okurun rahatını bozan onu irkilten sarsan şairlerden ödünç alınmış o zor sorular yazarın sesine karışıyor şunun gibi: "Hiçbir şeye bakmadığında nereye bakar insan?"
Adaletsizliğe zulme uğrayan her kadın adına ve her kadın için kökleri tarihin derinliklerinde bir direnç sese dönüşüyor Ava'nın ruhunda şunun gibi: "Unutmak değil hatırlamak değil yalnızca yaşamaya devam etmek istiyorum. Ağaçları yeniden görmek istiyorum kuşları yeniden. Yalnızca kelimelerimi geri istiyorum yalnızca sesimi."
Sümbülefendi'de dolaşan rüzgârlar ötüşüyle İstanbul'u susturan martıların sesi babasıyla ve düşmanla aynı anda savaşan yiğit bir oğulun mırıltısına karışıyor şunun gibi: "Sevgi ölümden güçlüdür. Şimdi biliyoruz."
Şimdi biliyoruz.
Gülşen Funda ikinci kitabında pek çok sesin arasında kendi sesini arıyor kendine ait kendine has kendi imgeleriyle örülü kendi yolundan yürüyen o korkusuz ve görkemli sesi. Daha güzeli onu buluyor da! Öyleyse şimdi sıra dinleyicide okurda sese muhatap kılınanlarda.
Aykut Ertuğrul