"On üç yaşıma bastığımda annem ve babam ortaklaşa bir karar alıp doğum günü hediyesi olarak bana yavru bir kedi verdiler." cümlesiyle başlayan cıvıl cıvıl bir yolculuk Fındık. Hikâyenin anlatıcısı olan Nazlı on dört yıl süren bu yolculuk sırasında bir yandan bakımını üstlendiği kediyle sıkı bir dostluk kurarken bir yandan da mutluluğu yalnızlığı aşkı dostluğu ihaneti ve ölümü deneyimliyor. Yetişkin bir bilinç olma yolunda basamakları ağır ağır tırmanırken dünyaya bir kedinin gözlerinden bakmayı hayatını onun bilgece tavsiyeleriyle şekillendirmeyi ve dokunduğu her şeyi aynaya çevirmeye koşullandırılmış insanın makus kaderini öğreniyor.
Fındık ne çocuklar için hazırlanmış bir hayat bilgisi kitabıdır ne de felsefeciler için yazılmış bir manifestodur. Edebiyatın imkânlarını sonuna kadar zorlayan dünyayı kendisi için kuran insanın takındığı yanlılığı ve bencilliği sorgulayan evrene farklı bir perspektifle bakmaya çalışan ama en çok da okuyucuyu eğlendirmeyi amaçlayan basit bir hikâyedir. "