Aşk cesurları sever. Fedakârları sever. Herkese karşı çıkabilecek kadar güçlenirsin. Aşk seni güçlendirir. Sana erdem katar. Büyük şairler aşktan beslenmedi mi? Mevlâna aşk ile yücelmedi mi? Ben de aşkla güçlendim. Yaralandım yaralarımı sardım. Hayatımı anlarken başka hayatları da anladım. Çünkü ben yargılardan kurtulup sadece kalbimi açtım. Yaşamım bambaşka bir yere evrildi. Olumsuzlukların içinden mükemmelliğe ilerledim.
***
Aşkın onuru yoktur. O ne yaparsa yapsın kabul ediyorsun. Aşkın büyüklüğü de bu değil mi zaten? Aşk mutsuzluk getiriyor yakıp yıkıyor. Ama eğer olgunlaşabilirsen bu yıkılmışlıklar seni bilge bir insana dönüştürüyor.
***
İmkânsız aşka düşmek bir beddua olarak kullanılıyor kimi zaman. Oysa bilmiyorlar ki en yüce aşklar imkânsız aşklardır. Ve aşk engel tanımaz kural tanımaz. İmkânsızlıklardan da sıyrılır kendine fırsat yaratır.
***
Âşık olduğumuz kişiyi seçemezmişiz de evleneceğimiz kişiyi seçebilirmişiz. Seçemeyeceğimi seçsem dedim ben. Olmuyor işte imkânsızlık burada devreye giriyor.
***
Bir kadının sevgisinden emin olması zordur. Ben zaten hiçbir şeyde emin değildim. Ama tek emin olduğum şey ona duyduğum aşktı. Cesurdum ve bana cesaret veren şey ona duyduğum sevgiydi. Erdem hayatta inandığını yaşamaktır. Yaşamak cesarettir. Doğru da bedel ister. Doğruyu söylemek de bedel ödetir. Bedel ödemeye cesareti olmayanlar da yalana ikiyüzlülüğe başvurur.