Belediye Başkanlığı dünyanın en zor ve güçlüklerle dolu uğraşlarından biridir.
Nasıl olmasın ki?
Başkanı bulunduğu mekânın (belde kent büyük kent kent-bölge) ve orada yaşayan her varlığın (insan hayvan bitki ...) "doğumdan ölüme kadar" / "beşikten mezara kadar" her tür hizmetini karşılamak durumundadır.
İşi çok çoğul ve yaygındır.
Büyük bir sorumluluk altındadır.
Yetki ve kaynaklarının sınırlılığına rağmen sürekli çözüm bulmak güç kararları almak ve uygulamaya koymak zorluğu ile karşı karşıyadır.
Rakibi çoktur eleştirenleri de öyle...
Takdir edilmesi ise enderdir.
Konumu ve işlevleri nedeniyle ailesi ve yakın dost çevresinden kopmak durumundadır.
Onun ailesi artık tüm belde ya da kent dostları ise tüm hemşehrileridir.
Çalışma saati 24 saattir.
Zirvede olmanın getirdiği yalnızlık ve hava yoğunluğunun azalması gerçekleriyle baş etmek zorundadır.
Ona "mahallenin çocuğu" "kentin annesi babası kardeşi" ve "dostu" olarak bakan çoktur.
O herkesin tanıdığı bildiği sokakta karşılaşabileceği çalışma alanlarına hatta evine herkesin ulaşabileceği biridir.
Gözden uzak olamaz.
Özel hayatı çok kısıtlıdır; neredeyse yok gibidir.
O bir tür "kamu malı"dır.
O her alanda haklı haksız bitmez tükenmez taleple boğuşmak zorundadır.
O yakınamaz yakınsa da kimse aldırmaz.
Derdi çoktur hangisine yanacağını ve onlara nasıl derman bulacağı durumu ile sürekli karşı karşıyadır.
Ondan beklenti çok yüksektir.
O her zaman "yerel'in sesi" olmak durumundadır. Bütün bunlarla birlikte belediye başkanlığı tadına doyum olmayan yüksek tatmin duygusu
sağlayan kişiyi sürekli diri dinamik ve duyarlı tutan bir uğraş ve konumdur.
Bu konum insana önce kendini sonra da diğer insanları ve genel olarak toplumu yakından tanıma kendisine ve çevresine bütünlük içinde bakma olanağı sağlar.
İnsanın kişiliğini ve kapasitesini durmadan geliştirebilir ve ona iyi insan olma yolunda sonsuz olanaklar ve katkılar sağlayabilir.