Büyük Selçuklu'nun yüreği cihan hâkimiyeti mefkûresine mayalanıyor İslam dünyasının merkezinde siyasi ve içtimai birlik sağlanmaya çalışılıyordu. Bakışlarını hem doğu hem de batıya çevirmiş çift başlı kartalın ülkesinde yeni çağın yolları döşenerek büyük bir medeniyetin müjdesi yankılanıyordu.
Zaman dardı ve bu büyük idealin önüne dizilmiş sıra sıra maniler vardı.
Sultanların güçlü iradesini tesis edip sahaya yansıtacak icracı bir bilgeye ihtiyaç duyulduğu anda tarih sahnesindeki yerini aldı Nizamülmülk. Yirmi dokuz yıllık vezirliği süresince devlet tecrübesi bilgisi teşkilatçılığı kurucu aklı ve Allah vergisi yetenekleriyle Türk tarihine olduğu gibi cihan tarihine de kalıcı bir iz bırakmayı başardı.
Mezhep çatışmalarını önleyip sosyal barışı sağladıktan sonra sürgüne gönderilen alimlere itibarlarını iade etmekle kalmayıp stratejik vilayetlere medreseler kurarak ilmin bu topraklarda filizlenmesinin önünü açtı. Teşkilatta yaptığı köklü yenilikler toprak reformuyla ikame ettiği yerinden yönetim anlayışı halife ve sultanlar arasında sağladığı denge ile devlete yönelen tehditlerle hesaplaşması onun en güçlü yönleriydi. Özellikle ayrılıkçı Batıni- Haşhaşi hareketin lideri Hasan Sabbah'ın devleti ele geçirerek içerden çökertmeye yönelik sinsi planlarıyla mücadelesi günümüzde hala sıcaklığını korumaktadır.
Mürsel GÜNDOĞDU'nun güçlü kaleminden "Vezir Nizamülmülk" romanını okurken medeniyetimizin derin kökleriyle yüzleşecek ve tarihin tekerrür edişine hayretler içinde tanıklık edeceksiniz.