Doğru cevaba ulaşmanın yolu soruyu doğru sormak ve anlamaktan geçer. Ülkemizdeki sorunlara çözüm üretmek için öncelikle sorunları çözme isteği taşımak sonrasında sorunlarımızı doğru tespit etmek ve doğru çözüm önermek kabul gören çözüm yolunu devlet politikası olarak görüp uygulamaya koymak gerekir. Yaşadığımız deprem sonrasında unuttuğumuz olası İstanbul depremini tekrar konuşmaya başladık. İstanbul depremini en az can kaybı ve maddi hasarla atlatmanın yolunu arıyoruz... Sözde uzmanlarımız bütün sorunlarımız için ekranlarda sabahlara kadar konuşuyor ve soruyor.
Kentsel dönüşüm neden yapılamıyor?
Neden binalar sağlam yapılmıyor?
Neden trafik bu kadar sıkışık ve neden ulaşım bu kadar zor?
Neden işsizlik önlenemiyor?
Terör neden önlenemiyor?
Neden hayat bu kadar pahalı?
Konut kiraları neden bu kadar yükseliyor?
Sorular sorular...
Soruyoruz; fakat sorulara cevap bulamıyoruz. Çünkü doğru soruyu sormuyoruz.
Neden insan doğduğu yerden göçmek zorunda kalıyor?
16 milyonluk İstanbul'un nüfusu neden 3 milyon değil?
Neden nüfusumuzun büyük çoğunluğu şehirlere göç ediyor?
Neden birilerinin ekemeyeceği kadar arazisi var da; neden birilerinin ev yapacak arsası dahi yok?
Neden 15 kişilik milyarder grubunun toplam serveti 70 milyonun toplam servetinden daha fazla?
Neden depremde bu kadar büyük yıkım ve can kaybı yaşıyoruz?
Neden?..
Unutmayın ülkemizdeki fay hatları jeolojik değil; sosyolojiktir.