(743) sayılı Türk Kanuni Medenisi döneminde eşler arasındaki yasal mal rejimi "Mal Ayrılığı" olduğundan kural olarak; evlilik birliği sürecinde tarafların sahip oldukları malın mülkiyeti kimde ise malın malikinin o kişi olduğu kabul edildiğinden gerek boşanma vukuunda eşler gerekse eşlerden birinin vefatı halinde de mirasçı eş ve mütevaffanın mirasçıları arasında mal paylaşımı konusunda var ise eşler arasındaki borç alacak ilişkisinin varlığı ve/veya katkı iddiaları dışında büyük sorunlar gündeme gelmiyordu.
(4721) sayılı Türk Medeni Kanunu'nda yapılmış olan yasal düzenleme ile evlilik birliği sürecinde mal kimin üstüne alınmış olursa olsun bazı istisnai durumlar hariç olmak kaydı ile edinilmiş olan tüm varlıklar üzerinde eşlerin yarıyarıya hak sahibi oldukları esasına dayalı "Edinilmiş Olan Mallara Katılım Rejimi" uygulamaya girmiştir.