''Eşittik ve birbirimizi dengeliyorduk.''
''İki kapalı kart... Maça kızı ve sinek ikili... Maça kızını çekmek isteyen iki kişi... Eşittik. Peki hangimizin daha çok ihtiyacı vardı bu karta? İşte burada eşitlik bozuluyordu. Şüphesiz ki benim ondan daha çok ihtiyacım vardı; deniz gözlü çocuğu kurtarmam gerekiyordu.
Yüzde elli ihtimale kalmıştı tüm umutlarım. Bora Karabey kartlardan birini rastgele seçti. İşletmeci bana kalan kartı açtı. Karşımda sinek ikili duruyordu. Ardından Bora Karabey elindeki maça kızını masanın üzerine koydu.
Kaybetmiştim. Yüzde elli ihtimalle bana gelebilecek maça kızı Bora Karabey'e gitmeyi tercih etmişti. Bora Karabey maça kızıyla beraber bir servet kazanmıştı. Sevinmemişti bile yüzünde mimi oynamıyordu. İfadesiz kara gözleri yıkılan hayallerime bakıyordu; ben ise bana ihanet eden maça kızına...
Maça kızı yalnızca Anıl'ın hayatını mahvetmemişti; o parayı toplamaya çalışan hastane odası önünde dualar edip ağlayan herkesi öldürmüştü aslında.
Bizden deniz gözlü çocuğu alacaktı maça kızı.''