Hiç tanımadığı birisi için üzülür mü insan?
Karen McCombie'nin kaleme aldığı Kayıp Günlüğün İzinde hayattan beklentileri apayrı olan iki kızı görünmez bir arkadaşlık bağıyla birleştiren dokunaklı bir ilk gençlik romanı.
Kayıp bir günlüğün dönüp dolaşıp sahibini geri bulmasını acı tatlı bir anlatıya dönüştüren yazar birisiyle arkadaş olmayı istemek için ille de onu tanımamız gerekmediğini belirtiyor.
Günümüz gençlerinin "kırılgan" dünya gerçekliğini ustalıkla yansıtan kitap; aile içi iletişim çatışması akran zorbalığı bireysel farklılıklar engelli yaşam gibi güncel konulara da temas ederek hikâyesini güçlendiriyor.
Beni gören yok. Karanlıktayım.
Beni de görsünler artık!
Hande son zamanlarda hiç kimsenin dikkatini çekememekten şikâyetçidir. Evlerinin üzerinde âdeta kara bulutlar dolanıyordur. Anne ve babasının kendisini dinlememesinden ablası Meloş'un yerli yersiz hırgüründen usanmıştır. Mutlu yuvalarının renkleri âdeta solup gitmiş evlerindeki hayat siyah-beyaza dönmüştür. Tüm bunlar yetmezmiş gibi dost bildikleri bile sebepsizce ondan uzaklaşmıştır. Yine arkadaşlarının yanında kendini görünmez ve yalnız hissettiği bir gün parkta dolaşırken kayıp bir günlük bulur. Süslü yazılar ve polaroid fotoğraflarla daha çok bir anı defterini andıran günlüğü okudukça karmaşık bir yapbozla baş başa kalır. Çok geçmeden hiç tanımadığı biri için üzüldüğünü fark eden Hande günlüğü bir an önce sahibine geri vermek için planlar yapmaya başlar. Genç kızın hayatı belki de günlüğün sahibi ile tanışınca yeniden eski renklerine kavuşacaktır kim bilir?
Günlük tutma alışkanlığını içinde bulunduğumuz dijital çağın dinamiklerini hesaba katarak romanının kurgusuna katan Karen McCombie gençler için nostaljik sayılabilecek bir edebî tür hakkında farkındalık yaratıyor.
Bizi biricik kılan farklılıklarımızla her daim barışık kalmanın önemini yineleyen Kayıp Günlüğün İzinde; okumaya isteksiz çocukları kitapların dünyasına yaklaştıran SEN de OKU koleksiyonundaki yerini alıyor.
O hâlde bugüne dair en güzel şey... bu kitabı okumaya başlayacak olmanız.