Eğer bir ülkede kamu hizmetlerine giriş hakkı kayırmacılık ve kollamacılık yoluyla akrabalara eş-dostlara vasatlara ve partizan zevatlara bir imtiyaz olarak sunuluyorsa o takdirde liyakatsizlik batağına saplanmış ve netice olarak ahlaksızlık uçurumuna doğru yuvarlanmışız demektir.
Bir ülke düşünün ki orada devlet yönetimine sızmış ve devleti ele geçirmiş olan mütedeyyin çevreler kamusal görevlere içinde Allah korkusu olan mümin kardeşlerini getirerek toplumsal düzeni adaleti ve ahlakı tesis etme gayesinde birleşsinler; çaldıkları soruları "altın nesil" adını verdikleri din kardeşlerine dağıtsınlar ve onları kamu kurum ve kuruluşlarında muhtelif makam ve görevlere yerleştirsinler!
Bir ülke düşünün ki orada hikmet-i hükûmetin yöneticileri "devletin âlî menfaatleri" hurafesine sığınarak beka ve güvenlik gerekçesini kılıf göstererek herkesin kamu hizmetine girme hakkının tehdit ve tehlike oluşturabileceğini söyleyerek mülakat sınavı uygulamasını yaygınlaştırsınlar; kamu kurum ve kuruluşlarının yazılı sınavlarında en yüksek notu almış olan gencecik evlatlarımızı mülakat sınavlarında eleyerek partizan adamlarını en düşük görevlerden en yüksek görevlere kadar her yere yerleştirsinler!...
Bu kitapta Türkiye'nin temel meselelerinden biri olan liyakatsizlik sorununu teorik ve felsefi boyutlarıyla ele alan muhtelif çalışmalar yer almaktadır.