Çarlık Rusyası Osmanlı İmparatorluğu'nun tebaası olan Ortodoksların haklarını temsil etme yetkisinde ısrar edince Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş ilan etti. Dünya tarihinin o zamana kadar gördüğü en kanlı savaşlardan biri olan "Kırım Savaşı" 1853-1856 yılları arasında yarım milyon insanın ölümüne yol açtı. Kolera tifüs gibi hastalıkların kayıpları katladığı bu savaşın odaklandığı Sivastopol (kalesi) Fransa İngiltere Osmanlı Devleti ve bunların karşısındaki Çarlık Rusyası'nın belleğinde derin bir travma olarak kalacaktı. O yıllarda asker olan ve savaş bölgesine naklini isteyen Tolstoy bu derin travmadan payına düşeni alacaktı elbette. Savaşın ve ulus ırk toplumsal statü inanç farkları tanımayan kıyım mekanizmasının dehşeti karşısında Tolstoy ilahi bir gücün kendine ayrıcalık tanıyarak onu koruduğuna bile inandıracaktı kendini. Okur özellikle ikinci ve üçüncü bölümdeki "eleştirel-taşlamacı" üslubun yanı sıra Tolstoy'un antimilitarist ve savaş karşıtı tutumunu Çarlık Ordusu'nun organizasyon ve insani zaaflarına yönelttiği eleştiriyi de gözden kaçırmayacaktır.