Günümüz Güney Asya Kıtası'ndaki bazı devletlerin halkın inandığı ve ibadetlerini yerine getirdiği iki ana akım dinin çok öncesinde; henüz İndus Vadisi'nde M.Ö. 2700 yılında başlayan İndus Vadisi Kültürü'nün bile daha öncesinde yazıldıklarına inanılan Vedalar'ın süzülmüş halleri olarak kabul edilen kutsal metinlerdir. Upanişatlar ne Budist ne de Hinduist inancın dini metinleridir. Yazılış amaçları Vedalar'ı ve onlarda anlatılan "Tek Tanrılı Brahma Dini"ni anlaşılır ve anlatılabilir kılmaktı.
Bu felsefeye göre insanın yaratıcısına evrene dünyaya ve daha da önemlisi kendisine karşı görevlerini öğreten; kendini dolayısıyla da yaratıcısını bulmasına yol gösteren ve bu yolda kendisinden başkasına yani bir yol göstericiye ihtiyaç duymadığını ifade eder.
Nefsini yenmeyi başarabilen bir insan maddeden ibaret bedeninden içeri baktığında tüm evreni ve o evrenin içinde de "her şeyi kendinden yaratan" yaratıcıyı yani Brahma'yı görür.
Nefsini yenmeyi başarmış insan mutlak gerçeğin kendisi ile bir olduğunu görür ve korkmadan elini kalbine götürüp "En-el Hak" der.
Nefsini yenmeyi başarmış insan hayalden başka bir şey olmayan bu dünyaya sırtını dönerek maddenin bağlarından kurtulduğu için içinde ateşlerin yandığı her şeyi yutan adına dünya dediğimiz bu çukurun içine bir daha düşmez.
Nefsi yenmenin bilinci uyandırmanın ve hakikatin kendisine ulaşmanın yolu ya düşünce ya da ibadet ile mümkündür. Bu ibadetin adı ise Yoga'dır. / Ayâsya
Onun gerçeğin kendisi olduğunu bilerek
Onun dışındakilerin tezahürden başka bir şey olmadığını bilerek Dalarsan tefekküre içindeki özü düşünerek
Bil ki tek gerçek ibadet budur! Mahanarayana Upanişat/Onuncu Anuvaka