Sanat eserleri sonu gelmeyen bir yalnızlık içindedirler. Onlara eleştiriyle yaklaşmanın imkânı yoktur. Onları ancak sevgi kavrayabilir sevgi yaşatabilir ve her birinin hakkını yine ancak sevgi verebilir. Siz her tartışmada her tahlilde her izahta kendinize ve kendi duygunuza güveniniz. Eğer buna rağmen yanılırsanız iç hayatınızın tabii gelişimi sizi yavaş yavaş zamanla başka kanaatlere götürecektir. Bırakın hükümleriniz sakin rahatsız edilmeden gelişsinler. Bunlar da her ilerleme gibi iç derinliklerden gelmeli ve hiçbir şey onları zorlamamalı onlara acele ettirmemeli. Her şeyi içte taşıdıktan sonra doğurmalı. Bir duygunun her etkisini her tohumunu tamamıyla içinde karanlıkta söylenemeyende şuur altında akla erişilmez olanda olgunlaştırmaya bırakmalı sonra da büyük bir alçak gönüllülük ve sabırla yeni bir aydınlığın yere ineceği anı beklemeli: işte ancak buna bir sanatçı gibi yaşamak denir. Anlamakta olduğu gibi yaratmakta da bu böyledir.