"Kitabımın alt başlığı XVI. Yüzyıl Akdeniz Dünyasından Bir Kesit'ten de anlaşılacağı üzere esas olarak Cervantes'in hayatını ve eserlerini anlatmayı hedeflediysem de giriş bölümünde XVI. yüzyılın Akdeniz tarihinde önemli bir yeri olan Türklerle İspanyolların savaşlarına da değindim.
Osmanlı-İspanyol hâkimiyet mücadelesinin çatışma alanları Akdeniz Mağrip ve Orta Avrupa olmuştur. Bu iki imparatorluğun çatışması askerlik mesleğini seçen Cervantes'in kaderini etkilemiştir. 1575'te terhis olduktan sonra sivil hayata adım atmak üzere Napoli'den İspanya'ya deniz yoluyla dönerken gemisi Fransa ile İspanya karasuları arasındaki Las Tres Marías adlı bir mevkide Cezayirli deniz gazileri tarafından zapt edilmiş ve diğer esirlerle birlikte zincire vurularak Cezayir'e götürülmüştür. Orada beş yıl boyunca Türklerin esiri olarak yaşayan Cervantes'in ülkesine o kadar yaklaşmışken esir düşmesi kendisi için büyük bir talihsizliktir. Ama Türk ve İspanyol müşterek atasözünün de işaret ettiği gibi "Her şerde bir hayır vardır." Bu beş yıllık esaret ona diğer yazarlara pek nasip olmayan bir tecrübe ve bilgi birikimi kazandırmış ve Türkleri ve İslamı yakından tanımasını sağlamıştır. Nitekim İspanya'ya döndükten sonra bu birikimler sayesinde birbirinden ilginç eserler meydana getirecektir.
Cervantes'in yapıtlarını incelerken yazarın Türkler ve İslam hakkında neler yazmış olduğunu okurların bilmesinin yararlı olacağı düşüncesiyle Türk ve esaret temalı eserler veya bölümleri diğerlerine oranla daha ayrıntılı verdim. Öte yandan yazar esaret temalı olmayan birçok eserinde Türklere tek kelimeyle ya da bir cümleyle de olsa mutlaka atıfta bulunduğundan bu eserler hakkında genel bir malumat verirken yaptığı bu atıflara da dikkat çektim. Cervantes hakkında detaylı bilgi edinmek isteyenlere yararlı olmasını dilerim."
Ertuğrul Önalp