Müziğin kadim anlatıların ve şiirin rüzgârına kapılıp geliyor hikâye.
Eski bir plak ya da kasetten herhangi bir müzik uygulamasından dinlenmiş yahut bir konserde radyoda işitilerek müptelası olunmuş; ilham veren şarkılar peşrevler taksimler saz eserleri türküler velhasıl müzik olmasa yazılmazdı. Okurun iç dünyasında onun kendi müziğiyle tamamlanmayı bekleyen bu kitap; nakıs bir peşrev gibi iki hane bir teslimden oluşuyor.
Öyküleri şarkılardan koparamıyorum. Bu nedenle her öykünün başında beni kurguya sürükleyen müziği anmadan geçemedim.
-Tuba Dere