Fütüvvet kavramı Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. İbrâhim ve Ashâb-ı Kehf'i niteleyen "yiğit delikanlı" (Ar. فتى) kelimesinden türetilmiş ve "cömertlik cesaret gençlik yiğitlik mertlik fedâ" anlamlarını ihtiva eden bir kavramdır. İslâm dünyasında hem ferdin iç dünyasını hem de toplumsal ilişkilerini belirleyen Kur'an temelli erdemleri öne çıkaran tasavvufî bir kavram olarak kullanılmaya başlanmıştır. Müslüman toplumlarda fütüvvet kurumu sosyal bir kavram ve tasavvufî bir anlayış olmasının yanı sıra Ahîlik teşkilatında görüldüğü gibi resmî bir toplumsal ve ekonomik teşkilatlanma biçimi olarak da öne çıkmıştır. Onun temelinde ise "Din güzel ahlâktır." ilkesinin gençler ve meslek erbabı başta olmak üzere toplumun bütün katmanlarına kök salması gayesi vardır. Bu bakımdan fütüvvet anlayışı gençlere topluma ve özellikle de meslek erbabına sünnet temelli toplum yararını önceleyen ve fedakârlığa dayalı bir ahlâk anlayışını sunar.
Eserleriyle Sünnî tasavvuf anlayışının temellendirilmesinde önemli katkılarda bulunmuş olan Sühreverdî (ö. 1234) Halife Nâsır-Lidînillâh döneminde fütüvvet teşkilâtının organize edilmesi çalışmalarında öncülük etmiş ve bu bağlamda elinizdeki risâleyi kaleme almıştır. Bu dönemde halifenin teşkilâtın sûfî koluna intisabı ve halkın büyük bir kesiminin onun yolundan gitmesi toplumun örgütlenmesinde fütüvvet teşkilatının merkeze alınması yönünde kanunlar çıkarılması fütüvvetin bütün ülkede yaygınlaşmasını sağlamıştır. Şehâbeddin es-Sühreverdî'nin fütüvvetnâmesi böyle bir dönemde fütüvvete dair ilmî çerçeveyi çizen kurucu metinlerden olması bakımından önem taşımaktadır.