İbn Hazm gerek zihnî kabiliyetleri gerekse dindarlığı bakımından çok seçkin bir âlim olarak tanınır. Bütün İslâm ilimlerinde derinleşmiş olduğu hükümlerini doğrudan Kitap ve Sünnet'ten çıkardığı edebiyat ve şiirde mâhir dil siyer ve tarih konularında geniş birikime sahip olduğu belirtilir. İbn Hazm İslam düşünce tarihinde Zâhirî mezhebini sistemleştiren ve bu mezhebin Endülüs'te yayılmasını sağlayan bir fakih olmasının yanında İslam düşüncesinin temel dinamiklerini sorgulayan metodolojik eleştirileriyle düşünce dünyasına yön vermeye çalışan bir düşünür olması itibarıyla da dikkat çekicidir. İbn-i Hazm İslamî ilimler tarihi boyunca tesadüf edebileceğimiz en önde gelen eleştirmenlerden biridir. Onun eleştirilerinden nasip almayan mezhep ve meşrep neredeyse yok gibidir. Eserde İbn-i Hazm örneğinde kıyassız bir fıkhın imkanını inceleyerek onun kıyasa dair yaptığı eleştirilere yer veriliyor. Ayrıca hadis değerlendirme yöntemi ahlâka dair görüşleri açıklanıyor. Dinler Tarihi alanında da önemli eserler kaleme alan İbn-i Hazm'ın Yahudilik ve Hıristiyanlık eleştirileri ve Spinoza'ya hangi konularda öncülük ettiği değerlendiriliyor. Aynı şekilde eser İbn-i Hazm'a göre güvercin gerdanlığında asılı duran keşfetme ve kavrama araçlarının en güçlüsü olan 'aşk'ın hakikatine dokunuyor. Aşkın doğuşunu görünümünü hüznünü ve ölümünü inceden inceye işliyor aşk ve ahlak ilişkisini kurmayı da ihmal etmiyor.