Kum ile yazılan adım kızıl alevlerde dağılacakmış.
Alevler kahkahalı kurşunlar sıkacakmış güleç yüzüme.
Meğer akşamın koyulaşan karanlığı bekliyormuş tenimin yanık kokusunu.
Titreksiz sesime alevin sus mührü vurulacakmış yürümekten yorulmayan ayaklarımın takatine alevin sevilmeyen yüzü olan prangalar vurulacakmış.
Hızlı adımlarla yürüdüm tuzakçı alevin kollarına vurdu alev tokattı bedenime.
Ellerim ve ayak parmaklarımın derisini sarkıttı alevler.
Yanıklarımla beraber kendimi tanımaya başladım kendimi tanıdıkça acılara alıştım.
Yarım yamalak yaşayışımla bir başıma yalnız bıraktı alev.