Eğer yeterince dinlerseniz; ağaçların kuşların derelerin kuru otların insanı kucaklayan sihirli bir dili olduğunu duyacaksınız. Eğer yeterince inanırsanız; geçmiş yaşantıların büyüsünü taşıyan bir heykelin bir lahitin yıkılmış bir sütunun size binlerce yıl ötesinin sırlarını anlattığını göreceksiniz. Dokunduğunuzda antik bir kandile o kandili yapan ustanın sanatkâr ruhunun inceliğini avuçlarınızın sıcaklamaya başlamasından anlayacaksınız. Eğer içinizde büyütmeye kıyamadığınız birkaç çocuk varsa hayal gücünüzün tüm boyutları aşarak sizi zamanların ötesine götürmesine engel olamayacaksınız.
Belki de bu yolculukta bilinmezliğin ürkütücü karanlığından korkup kaçacaksınız. Ya da benim gibi içinizde-ki kalabalıktan güç alıp yazacaksınız.
Umarım içimdeki çocuk ile içinizdeki çocuk çok iyi arkadaş olabilirler.
Haydi o zaman öykümüz başlasın...