On üç hanelik bir taşra köyü bugün Sanayi Kenti Karabük olduysa
bunu Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet'e borçludur...
İnsan yaşamı bir düzen üzerine kuruludur. Ve insan aklı geliştikçe içindeki potansiyel ortaya çıkar.
En büyük özgürlüğün akıl olduğunu küçük bir kasabanın modern bir kentte dönüşebildiğini görünce anlıyoruz. Karanlık güçlü bir halkın direnciyle kırıldı. Bilhassa mücadelede ustalaştığını finale yaklaştıkça anlayanlar birer kahraman olsa da "Tuz ekmek dostları" hiç unutulmadı. Bütün evlerin penceresi vitrinler ışıklı herkes sevdiklerini kendi eliyle en yakın uzağa yerleştirdi.
Karanlıkta yaratılan umut ne kadar hayal edilirse o kadar anı birikeceğini cennetini öğretti zaman bu kentin çocuklarına.
Geçmişe bakıp içinde Karabük'le yaşayanların üzerinden çıkarıp attıkları sadece yoksunluk değil. "Sanayinin Başkenti" olmayı başarmış onca rüzgâra karşı durmuş tüm otoriteleri yıkmış bir kent halkının doğum sancısı ve yeniden varoluşunu görenlerin zaferidir Karabük!.. Eminim ki burada doğup başka kentlere yerleşenler bulundukları yerden hâlâ kendi çocukluğunu okşuyordur...
Döndü Açıkgöz