Gidenleri daha fazla özlüyor insan kalanlardan. Çukurova'ya gelişimin bir sebebi vardı elbet. Babamı arıyordum fakat bulduğum ve kaybettiğim zaman dilimi bir olmuştu. Hastane bahçesinde dolanırken akşamüzeri ve artık gün batımına yaklaşıyordu. Akdeniz'in uzun geniş ovasında güneş oldukça bozulmuştu akşam havası güneyden esen Akdeniz lodosu oldukça üşütüyordu bir yanda da irili çam ağacı uçlarındaki dalları sallıyordu. Üşümenin güzelli sonbaharın da ahmak yağmuruna gebeydi bulutlar. Rüzgar dağıtmaya çalışıyordu bulutları kuzeye yol alıp yukarı toroslara yönelmişti birden gökyüzündeki bulutlar.
Gökyüzünden yüzüme savrulan serpintili birkaç damla yağmurun değdiğini fark ettim. Hastane bahçesi ve çocuk kreşini ayıran demir çit tellerini mor sarmaşıklar sarmıştı. Mor sarmaşıklarda bir kaç minik kuş vardı özgürce öten. Küçük Arap bülbülü bozuyordu hastane bahçesindeki dinginliği uzun oldukça yağlı çam ağaçların ve söğüt ağacının ince dallarını sallıyordu. Akdeniz'in soğuk meltemi yağmura gebe bulutları dağıtmaya çalışıyordu. Çok yukarlardaki rüzgar Çukurova'nın kasım ayında gökyüzü gün batımındaydı artık. Esen rüzgar küçük hortumlar oluşturuyordu oturduğum bankın karşısında...