Tıp mesleğinin ilk mensupları halk hekimleri ve şifacılardı. Hastalıkları önlemek teşhis ve tedavi etmek üzere telkinin gücünden faydalandılar bugün 'büyüsel' dediğimiz ritüalistik yöntemleri ortaya koydular dinî uygulamalar ihdas ettiler ve floranın tedavi edici gücünü keşfettiler. Nesilden nesile zenginleşen tıbbî birikim insanlığın şifa mirası oldu. Halk hekimliği diplomalı hekimlerin tarih sahnesine çıkmasından sonra da yaşamaya devam etti.
Halk hekimliğinde varlığın sağlığın ve hastalığın açıklanma biçimleri sağlık ve hastalıkla ilgili girişimler o toplumda hâkim dünya görüşünü ve insan anlayışını zemin alır. Halk tıbbının kavramlaştırmaları ve pratikleri de kültürün parçası olur.
Geleneksel kültürlerde yeryüzü 'ulu ana'dır ve bereketin kaynağıdır. 'Gök baba'nın güneş ay yağmur kar rüzgarla hayat verdiği 'ulu ana' yani 'koca karı' bitkileri ve hayvanları ile bütün hazinesini değerini bilenlere açar. Bitkilerin dilinden anlayan ve onlardan aldıkları sırlarla "kocakarı ilaçlarını" yapan bilge insanlar yeryüzünde kendilerinden çok daha kıdemli olan bu varlıklara gönül borcu hissederler.
Sümeyra Sinoğlu Yılmaz'ın Rize'de geleneksel halk hekimliğine dair orijinal alan çalışması vâkıf olmaya ihtiyaç duyduğumuz bir tecrübeyi bize aktarması açısından çok önemlidir. Kendisini ve çalışmayı yayınlayan Rize Araştırmaları Vakfını tebrik ediyorum.