"Maria bir tek yere yuva diyordu o zaman ne olursa olsun İstanbul'a sırtını dönemiyordu. Yıllar sonra Atina'ya gideceğim diye tutturması orayı yuva diye kabullenmesinden değildi ki. Annesini babasını kardeşlerini özlüyordu da ondan. O taşınacaktı sadece oralı olmayacaktı inadı inat. Memleketi mi o bir taneydi zaten hem insanın tek memleketi olurdu. İyi de İlyas'ın kaç memleketi vardı öyleyse ya yuvası?"
...
Taşınmak yuva değiştirmek kolay şey değildi. Bazen en yakına gitmek bile tedirgin edebiliyordu insanı. Onca göçü görmek daha mı kolaylaştırıyordu yoksa daha mı zorlaştırıyordu bir yenisine daha hazırlanmayı?
Özgü Çömezoğlu Ege'nin iki yakasında yaşanmış olayları inanılmaz bir kurgu eşliğinde gözler önüne seriyor. Pek fazla dile getirilmeyenler birer birer karşımıza çıkarken okur Atina'yı Girit ve İstanbul'u bambaşka gözlerle okuma şansına erişiyor.