Öğretmen bir baba ve ev hanımı annenin ikiz çocuklarından biridir; Yiğit. Hayalleri vardır ve o hayallerin düşüne yatar her gece... İkizi Efe'nin küçük yaşta geçirdiği ameliyatla birlikte Yiğit'in hayatı istemediği bir yöne evrilir. On iki yaşında iken cesurca bir karar verir ve düşlerinin peşinden gider ve kendisine bambaşka bir dünyanın kapısını açar. İstanbul'da Madam İrini'nin yanındadır artık. Küçük bir pansiyon işletmecisi olan Madam İrini ona ve hayallerine sahip çıkacaktır. Fakat o yıllar geçse de geride bıraktıklarını unutamamıştır. Yaşamak istediği hayatı yaşamaya başladığı anda yine hayatını etkileyecek bir karar verir ve tekrar ailesine döner...
Yaşantısının dönüm noktasında verdiği ani kararların sonucu olarak ortaya çıkan yalnızlığın; kendisine babası Mesut öğretmene annesi Nesrin'e Madam İrini'ye ve kardeşi Efe'ye olan etkisinin akıcı bir dille aktarıldığı romanda yalnızlığının tarifini yine kendisi yapmıştır: "Düşlerimin yalnızlığı."