Gazali'nin düşünce sisteminde dinî tecrübenin yerini incelemeyi ve eleştirel bir bakış açısıyla tartışmayı amaçlayan bu çalışma onun 1095 yılında geçirdiğini söylediği kriz etrafında şekillenecektir. Bu krizden sonra Gazali 'Allah'ın kalbine attığı bir nur' ile bilgiyi elde ettiğini savunmuştur. Bu söylemi birçok yerde sık sık dile getirilmiş fakat Gazali'nin 'kalbe gelen bu nur'u Allah kaynaklı görmesine rağmen birçok düşünür; akıl ve mantık kaynaklı gördüğü şeklinde yorumlar yapmıştır. Bu bağlamda kalp ve nur kavramları bazen akıl mantık bazen de duygu sezgi vecd ilham vahiy gibi yorumlanmıştır. Bununla ilgili belirsizlik hala sürmektedir. Bu nedenle onun kalp ve nur etrafında şekillenen dinî tecrübe ile ilgili görüşleri bu çalışmanın temel konusu olarak belirlenmiştir.
Gazali'nin kalp ve nur merkezli dinî tecrübesiyle birlikte İslam düşünce geleneğindeki bütün ilim dallarına yaptığı etkinin genel olarak ortaya konulduğu araştırmaların olduğunu söylemek zordur. Mevcut yayınların çoğunun genelde kalp ve nur kavramlarının tahliline odaklandığı ve bu kavramların tecrübî boyutu ve bu tecrübeden bilgiye geçen boyutu ihmal ettiği görülmektedir. Bu yönüyle kitabımızın bu konudaki boşluğa katkı sağlayacağını ümit etmekteyiz.
Bu çalışmada Gazali'nin bireysel tecrübesi üzerinde durulacak ve bu tecrübe kalp-nur kavramları bağlamında değerlendirilecek ve incelenecektir. Tecrübe ve dile getirme biçimi arasındaki ilişki tartışılacak ve diğer düşünme biçimlerini ve en önemlisi İslam dinini nasıl ve ne yönde etkilediği ortaya çıkarılacaktır.