- Bu kitap İran devrimi sonrasında uygulamaya konulan "Yeşil Kuşak" politikalarının hala revaçta olduğunun sanıldığı; Türkiye'de ne yönetimin ne laik-batıcıların ve ne de islamcı aydınların konjonktürel dönüşümün henüz farkına varamadağı bulanık bir dönemin fotoğrafları olarak ortaya çıkıyor.
- Türkiye'nin ve Ortadoğu islam coğrafyasının İkinci Dünya Savaşından beri ilk defa yüzyüze geldiği bu berzahta özellikle "İslamcı aydınlar" neler söylüyor ve geleceği nasıl görüyorlardı?
- 1980'lerden itibaren ekonominin liberalizasyonu politikalarını öne çıkaran merkez partilerle beraber hareket etmek şeklinde tercihler hala devam mı edecekti ya da etmeli miydi? Yoksa bir kısım aydınlarda görüldüğü şekliyle İran devriminin çok partili siyasal mücadeleyi reddeden ekseninde mi ilerlenecekti?
- Ayrıca islam Türkiyede Ortadoğu'daki oluşumlardan ve tarihi gelenekten çok farklı yeni bir yol mu geliştiriyordu? Bu arayışlar nerede noktalanabilirdi?
- Ebedi hakikatlere karşılık; bilginin ve siyasal çok çabuk değiştiği ve eskidiği sürekli şekilde kendini yeniden üretmek zorunda kaldığı günümüzde islamcı aydınların sorumluluğu bir kat daha artmıyor muydu?
- Elinizdeki bu eser; İslamcı aydınların düşünce ufuklarını açması yeni politikalar üretmeye teşvik etmesi ve toplumsal sorumluluk şuurunu canlandırması bakımından önemli bir ihtiyaca cevap vereceği kanaatiyle Marifet Yayınları tarafından yayınlanmıştır.