Gönül dergâhına uğrarsa yolun
Ne yaprak dökülür ne gül incinir
Kem sözden ayrılıp şakırsa dilin
Ne kötülük olur ne kul incinir
Olmadık meyveyi taşlama düşer
Dostluk kazanında sevgiler pişer
Mutluluk dediğin boyunu aşar
Ne küskünlük olur ne dil incinir
Hakkın huzurunda divan durursan
Yaradan aşkına hesap görürsen
Şu evrene bakıp kendin bilirsen
Ne gözyaşın olur ne hal incinir
Nefreti kaldırıp sevgiler eksen
Ölümsüz ağacı bahçene diksen
Kaldırıp gözlüğü hep aynı baksan
Ne kötülük olur ne yol incinir
Dünya servetinde olmasın gözün
Kulları incitip kırmasın sözün
Mutluluk türküsü çalarsa sazın
Ne kasnak kırılır ne tel incinir
Fikirden fikire dolaşıp dursan
Herkesi kendinle eş değer görsen
Yaradan aşkına halini sorsan
Ne soğuklar eser ne yel incinir
Merhamet kapısı açılsa dosta
Ne ağrılar kalır ne de bir hasta
Yaradan yaratmış gizlidir usta
Ne beli bükülür ne el incinir
Hoşgörü mutluluk muradın alsın
Kirletme dünyayı tertemiz kalsın
Ölürse İsmet'im böylece ölsün
Ne musalla kırılır ne sal incinir