Şiddet olgusu tarihsel bir gerçeklik olduğu kadar her dönemin kendi dinamikleri içinde güncel bir sorun olarak da süregelmiştir. Şiddet sorunu insan ve toplum hayatının bir parçası olarak türlü nedenlerle ortaya çıkmış; ona başvuranlar için "gerekçeler" maruz kalanlar için ise "mağduriyet" sarmalı hiç kısalmamıştır.
Tarihsel olarak şiddet eyleminin sonucu ve doğurduğu yıkıcı etkiler ona başvuranın yaslandığı "nedenler" silsilesi şiddetin sorun üretici bir olgu olduğunu göstermiştir. Şiddet olgusunun görünüm ve nedensel bağlantıları geliştiği koşullar nitelikleri ve doğurduğu sonuçlar onu disiplinlerarası bir incelemeye konu etmiştir.
Felsefe; toplumbilimden psikolojiye tıp ve biyolojik-genetik bağlardan antropolojik köklere dek uzanan pek çok inceleme ve araştırma sorununun kaynağını nedenlerini ve doğurduğu olumsuz sonuçları araştırma konusu etmiştir. Pek çok disiplinin şiddet konusuna yönelimi gibi felsefi ilgi de bu sorunu derinlemesine tartışmıştır. Olgusal özelliğinden çok görünümlerine ve sonuçlarına odaklanan disiplinlerin aksine felsefe şiddet sorununu daha kuşatıcı bir biçimde ele almıştır.