Önce 'devlet' mutlak amaç olarak ilan edilmiş sonra 'devlet aklı' ile özdeşleştirilmiştir. Devlet aklı üstün ve kutsal bir 'devlet adamı' kişiliğinde ete kemiğe büründürülüp 'devletin bekası' için yapılan her türlü hukuki ve hukuk dışı eylemlere meşruiyet kazandırılmıştır. Meşrulaştırılmış olan her eylem 'devletin ahlak yasalarını' oluşturmuştur. Böylece otoriter ve totaliter devlet aklı ve ahlakı geleneğinin en önemli yanı ortaya çıkmıştır: iktidar ile meşruiyetin alaşımlaşması. Bu kurumsal yapı her türlü ahlak dışı eylemleri meşru kılan jakoben otoriter totaliter faşist kolektivist pragmatist hatta liberal demokratik modern devlet inşalarına teorik ve pratik/pragmatik anlamda kaynaklık etmiştir.
Türkiye'de gerek sağ gerekse sol siyasetçilerin sıklıkla dile getirmiş olduğu fakat teorik alanda makaleler dışında çalışılmayan "Devlet Aklı" konusunu kavramsal kuramsal ve kurumsal olarak üç cilt şeklinde kurgulayan Halis Çetin hem genel okuyucuya hem de akademiye yönelik büyük bir eksikliği gidermiştir.
Bu kitabı değerli kılan temel özellik Türkiye'de ilk defa 'Devlet Aklı' konusunun sistematik bir şekilde çalışılmış olmasıdır.