Demokrat Parti dönemi Türkiye Cumhuriyeti tarihinde pek çok açıdan bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Siyasî anlamda ilk defa seçim sonuçları ile iktidar el değiştirmiştir. 27 yıllık iktidar partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi demokratik yollarla iktidarı Demokrat Parti'ye devretmiştir. Bu değişiklikle birlikte çeşitli sektörlerde de köklü değişiklikler yaşanmaya başlamıştır. 1950 yılına kadar karma ekonomi modeli ve devlet işletmeciliği modeli uygulanmış; 1950'den itibaren liberal ekonomiye geçilmiştir. 1954 yılından sonra ise tarım ve dış ticarete dayalı bir sanayileşme politikası terk edilerek ithal ikamesine yönelik sanayi politikaları tercih edilmiştir. Ziraat iktisadî bünyenin temeli olarak kabul edilmiş; ziraî üretimin artmasıyla ülkede sosyal adaletin gerçekleştirileceği ifade edilmiştir. Ulaştırma ve bayındırlık işlerine de ziraat ve millî ekonomi ile yakından alâkalı mevzular olarak kıymet verilmiştir. Ticarete konu olacak üretimin bütün imkânlarla teşvik edilip desteklenerek tüketicinin korunmasına çalışılacağı; adaletin kısa sürede tecelli etmesi ve vatandaşların kolay ve ucuz bir şekilde adalete ulaşmasının sağlanacağı gibi hedefler konulmuştur.