"Beyleri paşaları çileden çıkarmış mahdumları damatları peşinden koşturmuş etrafı yakıp kavurmuş kurnaz güzel hoppa bir hanımın maceraları... Eski gezme tozma yerleri: Beyoğlu Kuşdili Yoğurtçu Fenerbahçe Boğaziçi... Buralarda geçirilmiş çok meraklı ve heyecanlı vakalar... Hafiye jurnal olma mimlenme korkuları... Aşk ve sırnaşıklık hakiki sevgi ve yüze gülme..."
Pembe Maşlahlı Hanım Akşam gazetesinde tefrika edildikten sonra 1933 yılında kitap olarak yayımlanır. Sermet Muhtar yazarlığının yanı sıra ressam ve karikatürist olmasından hareketle anlatıya dayalı metinlerini görsel açıdan zenginleştirmeyi tercih ederek çeşitli resim fotoğraf ve belgelere de yer verir. Bol diyalogla şekillenen üslubu bu görsellerle birleştiğinde ortaya adeta seyirlik bir oyun çıkar.
Pembe Maşlahlı Hanım'da II. Meşrutiyet'in hemen öncesine ait bir dönemin İstanbul'unda yaşayan çok ilginç tipler birbirinden merak uyandırıcı olaylar zengin ve canlı bir üslupla anlatılır. Roman Pembe Maşlahlı Hanım lakabıyla tanınan Hayriye isimli bir kadının tuttuğu günlük ve günlüğe eklenen mektup ve notlardan oluşur. Bu sayede dönemin İstanbul'unu bir kadının gözünden görür kadın erkek ilişkilerini en ince ayrıntılarına kadar öğrenme fırsatı da buluruz. Romanın belki de en önemli yönü dönemin kadınlarının gündelik yaşamına dair ilginç detaylar barındırmasıdır. Kadınların giyim kuşamları giysi isimleri giysilerin renkleri makyaj malzemeleri ve parfümler ancak bir kadının bilebileceği teferruatla metne yansır.
Pembe Maşlahlı Hanım'daki kelime deyim atasözü argo çeşitliliği de hayret verici niteliktedir. Bu dil zenginliğinin 1930'lu yılların başında Sermet Muhtar tarafından roman vesilesiyle yazıya geçirilmiş olması Türkçemiz adına büyük bir şanstır.