"Esendal kurulu bir zemberekle harekete geçen ve
bundan dolayı da ister istemez suni ve kuklavari
olmaktan kurtulamayan şahıslar ve vakalar yerine
önümüze gerçek olaylar nefes alıp veren insanlar
çizen bir kelime ile bize belirli bir vaka anlatmaktan çok
önümüze başsız sonsuz bir hayat parçası seren ilk Türk
hikâyecisidir."
Haldun Taner
Memduh Şevket Esendal'ın üçüncü romanı Vassaf Bey yirminci yüzyılın ilk yarısında toplumun yaşadığı
büyük dönüşümün aile ve birey üzerindeki etkilerini ele alır. Esendal romanın odağına Cumhuriyet'in
yeni başkenti Ankara'daki bürokrat ve yüksek memur ailelerinin maddi manevi çıkmazlarını küçük
burjuva bireylerin ahlak anlayışlarını Batılı ve geleneksel değerler arasındaki çatışmayı yerleştiriyor.
Yargıtay emeklisi bir babanın küçük kızı Perihan evlenip kendisine bir hayat kurmak ister. Zira
Perihan toplum ve ailenin baskısından kurtulmanın tek yolunu evlilikte görür. Arkadaş ve akrabaları
da Perihan'ın bu arzusunu gerçekleştirmek için seferber olur. Perihan'ın yer yer histerik bir hâle
dönüşen bu evlenme arzusunu okurken arka planda toplumun aksayan yönlerine şahit oluruz.
"Konuşmalar" ve "Mektuplar" adıyla iki bölümden oluşan romanın ilk bölümünde karmaşık bir diyalog
örgüsüyle yer yer tiyatro metnine yaklaşan bir üslup kullanılırken; ikinci bölümde mektup tarzının
olanaklarıyla samimi bir hava yaratılmıştır.
Vassaf Bey; tek kurtuluşu evlenip kabuğuna çekilmekte bulan genç kızları mutsuz evlilikleri çıkar
temelli ilişikleri otoriter babaların elinde yok olan hayatları farklı edebî türlerin imkânlarından da
yararlanarak bir toplumbilimci titizliğiyle gözler önüne seriyor.