Biz çiftlikte atları bekliyoruz.
HARA geçmişle günümüz arasında köprü olan bir kavşağın hikâyesi.
Yaşadığımız bu topraklarda birçok dostumuz ve düşmanımız var. Eğer güçlü olmazsak bu erler önceki medeniyetlere kalmadığı gibi sonrakilere de bırakılmayacak.
HARA aklımızın ulaşabildiği sınırları zorlayarak insanlar arasındaki ortak birlikteliği inceleyen bir roman. Anlaşılan şu ki çoğu zaman gördüklerimiz bizi aldatmakta. İddialı atılımlar kendine güvenen değişimci insanın farklı bakışı sayesinde ortaya çıkabilir. Değişimin dudak ısırtacak boyutlara ulaşması ise zamanla ortaya çıkmaktadır.
İnsan bilmediği hedeflere yürürken ürkek çekingen korkak davranabilir. Eğer beynimiz geçmişi zamanı tarihi ve süreç içinde hareket eden ses ve görüntüden faydalanmayı başarabilirse tarihi baştan yazabilir.
Hikâyede fizik ötesine ulaşarak düşüncelere hayat kazandırılmış. Aslında hepimiz o hayata farkında olmadan şahitlik yapıyoruz. Bazen bir rüya bazen de uçuk hayaller olarak kayıp gidiyor aklımızın bir köşesinden.
Zaman öyle güzel saklıyor ki görmemizi istemediklerini.