1960'lı yıllardan itibaren Türk edebiyatında kendine has bir yer edinen Behzat Ay modern Türk okuru tarafından da tanınmayı hak eden bir isimdir. 1962 yılında kaleme alınan Dor Ali Bafra'nın bir köyünden Samsun merkeze göç etmek zorunda kalan ve at arabacılığı ile hamallık gibi işlerde çalışan Dor Ali ile ailesinin hikâyesi üzerinden dönemin sosyo ekonomik yapısını başarılı bir şekilde anlatırken köyden kente göç meselesi ile belki de birçoğumuzun aile hikâyesini resmediyor. Köylerin içinde bulunduğu şartların insanları göçe zorladığı bir dönemi anlatan Dor Ali romanı Behzat Ay'ın çağdaşları ile aynı şeyleri görüp farklı sonuçlara vardığı birtakım olayların da roman tekniği içinde ortaya konduğu bir eser.
"Düzlek köyünden Dor Ali'nin evini tarlasını dağıtıp ailesiyle Samsun'a göçünü orada arabacı ve küfeci olarak ekmeğini kazanma direncini anlatan bu köy romanında yazar olayları toplumcu açıdan yorumlamaya çalıştığını fazlasıyla duyurur."
Behçet Necatigil
"Dor Ali özelikle kırsal kesimdeki çözülmeyi ve köyden kente göçü ilk işleyen yapıtlardan biri olması nedeniyle üzerinde durulmaya değer bulunmuştur. Behzat Ay aşktan toplumsal savaşıma yayılan bir tema çeşitliliği içinde özellikle 1960'lı yıllarda hızlı bir değişim geçiren toplumumuza romanlarında denemelerinde öykülerinde günlüklerinde tanıtım-eleştiri yazılarında ayna tutmuştur."
Emrullah Güney
"Toroslarla Orta Amerika'daki dağ zincirleri arasında eski jeolojik zamanlardan kalma bir akrabalık bağı var mıdır bilinemez. Olsa da herhalde ilk zamanlardadır. Ama o Toroslarda doğduğu halde bir Türk'ten çok bir Meksikalıyı andırmaktadır. Aslında Toroslarda değil Antitoroslarda doğmuş. Bu yüzden olacak görünümünde bir Eskimoluk da var galiba. Kısacası Behzat Ay Meksikalı bir Eskimo. Hele gözlük takınca."
Cemal Süreya