Bir kitabın sayfalarındaki ıslak mürekkebe damladı gözyaşlarım. Mürekkep dağıldı ince kolları sayfayı lekeledi kanattı. Kelimeler cellatları olan gözyaşlarımla birbirlerine sarıldılar. Dağılan mürekkep ruhumun üzerine sıçradığında ruhumun kanatlarının arasındaki küçük ben çığlık attı. Şimdiki benin acısı küçük bene ağır geliyordu küçük bedeni buna dayanmak için fazla güçsüz kalmıştı. Benim güçsüzlüğüm yine bende saklıydı.
Beni yaralayan benim zihnimdi celladım kalemimin ucundan damlayan mürekkep kahramanım ise uzun zaman önce yine gözyaşlarımla idam edilmişti. Benim katilim bendim idam fermanını kendi boynuma asmıştım. Yelkovan ve akrebin birbirini takip ettiği her an idamım yaklaşıyordu her gün bir parça daha ölüyordu benden. Geriye sadece bana kalan öfke vardı. Sonsuzluğa sarılmış bir öfke...
EZA'M "Can evimde saklı kalan" / DİLAN PAYCU
.