Deprem; Yer kabuğunun sarsılması. Vücutta deprem; normların dışı bir yaşam tarzına tekabül ediyor. Bir kere sarsılınca dengeler vücutta arayış sorgulama huzursuzluk başlıyor. Sende bende onda velhasıl insan yaradılışında var olan türlü haller hisler karşıtlıklar devreye giriyor. Artçı sarsıntılarla dengeyi bulabilmek... Bir alev gibi onu saran eylemin tutkusu gidebildiği yere kadar. Sonra dünyanın soğuması gibi bir soğuma bekleme dönemi farkındasızca. Zaman gelince yeni bir alev sarıyor eylemciyi. Durmak durulmak yok. Dünyanın küçük modeli insan; hareket halinde. Duruyor görünse de kim bilir nerelerde geziniyor? Bu arayış onun ölümüne kadar...
E-Mektuplar; hayat boyu arayışların ortamın oluşmasıyla "nihai arayış" denilebilen bir noktaya ulaşması. Kitap bu arayışların bir kısmını okuyucuya ulaştırıyor.
Yazmaya başladığımda "Ana kızın derin ruhsal bağına kavuşmak!" Benim için bunu anlatabilmek ana hedefti. Kızımla geçirdiğim tatilde başka başka güzellikler içimde yeşerdi. Canlandım. "Serüven! Bileşik kaplar misali dolu-boş arayışlarla yaşamaya devam" dedim. Hatalarım için "Hayat senden özür diliyorum..."