Yine günlük sporumu yapmak için evimde yaptığım hazırlıktan sonra yola çıktım. İki ilçeyi bağlayan Çınarlı Deresi'nin üstündeki köprüyü geçtim. Sıra teyzenin evinin yanından geçmeye gelmişti ki yavaşça yürüyen komşum yaşlı teyzem sol tarafımdaki sokaktan yürüyerek evine varabilmek için önümden geçmek üzereyken aniden durarak bana doğru baktı. Ben de teyzemin yolu geçmesi bahçe kapısından içeri girmesi için yavaşlamıştım. Benim yola devam etmem için beklediğini anlayınca tamamen durarak: "Buyrun teyzem" diyerek biraz da geriye çekildim. Elimle yolu işaret ederek geçmesini istedim. Ama o asla önümden geçip evine girmedi ve benim geçmemi bekledi. Çalışkan üretici paylaşımcı olan içimden hep sevgi beslediğim ve saygı duyduğum karşı evdeki Fatma teyzemi daha fazla ayakta bekletmemek için üzülerek önünden geçtim. Kendisi de benden sonra yolu geçerken alçak sesle mırıldandı: "Başına bir felaket bir kötülük gelmesin Allah seni felaketlerden korusun oğul" diye bana dualar ederken evinin bahçe kapısının açılış sesini duyarak yürümeye devam ettim. İnsan olarak çok üzüldüm fakat umudumu hiç yitirmedim. Doğuştan getirdiği ve geliştirdiği tüm insani özelliklerini içselleştirmiş bir kadın bir anne erkeğin önünden geçerek günahkar olmak istemiyordu. Bir erkeğin önünden geçerse eğer üzerine sahtece giydirilen kötülük ve şeytani özelliklerinden dolayı onların başına gelebilecek felaketlerin nedeni olarak kendisini görmesinin utancını ve üzüntüsünü yaşadım. .