TÜM SİYAHLIĞIN İÇİNDEKİ BEYAZ NOKTANIN HİKÂYESİNE HAZIR OLUN...
Ben Kayla... Tutsak edildiği hayattan kurtulmak için çıkış yolu arayan ve o yolun sonunda hiç ayrılmak istemeyeceği bir sığınak bulan terk edilmiş kız çocuğu...
Oysa eskiden annemle kurduğum küçük ve mutlu dünyada çiçekli elbiselerimle ruhuma her gün baharı yaşatırken biyolojik babamla çok çetin bir kış yaşayacağımı nereden bilebilirdim? Bana kalan bir tek annemin yanı vardı. Oradan gönderilmiştim ve şimdi hiçbir yerim yoktu. Hiçbir yere ait değildim. Bu soğuk yalnızlıktan kurtulmak için girdiğim yolda ise kendi aydınlığımı bulacaktım.
İçine düştüğüm karanlık bir yol değil simsiyah bir tuvaldi. Ben artık Kayla değil küçük beyaz bir noktaydım o tuvalin tam ortasında. Bundan sonraki satırlar "benim" değil "bizim" olacak bir hikâyeye aitti; siyahın beyaz noktası Meriç'in Kayla'sı...