Türkler ile Macarlar tarihin derinliklerine uzanan ve hafızalarında ortak kültür motiflerinin sayısız hatırasını barındıran iki millettir. Onlar mirasçısı oldukları imparatorluklardan ulus devletlere geçiş sürecinde gelecek nesillere olumlu ilişkiler miras bırakmışlardır.
Bir zincirin halkaları gibi geçmişten geleceğe uzanan tarihi görüntüler bu alanda izlenecek yolu aydınlatmaktadır. Türk-Macar ilişkilerinde bu zincirin günümüze en yakın halkası verimli bir buğday tarlasının altın başaklarından sızan ışık haleleri gibi parıldayan Atatürk dönemidir. Tarihin tanıklığında elde edilen sonuç Atatürk'ün Macar tarihine de adını altın harflerle yazdırmış olmasının yanı sıra; Türk ve Macar milletleri arasındaki dostluk köprüsünün ayaklarını dönemin siyasi ve ekonomik koşulları ile beraber ortak kültür temelleri üzerine sağlam bir şekilde inşa etmiş olduğudur.
Türk-Macar ilişkileri konusunda uzman ve öncü bir şahsiyet olarak alanında birçok bilimsel çalışmaya imza atan yazar elinizdeki eserinde Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne giden yolda Türk-Macar ilişkilerinin siyasi ekonomik ve kültürel panoramasını çizdikten sonra Atatürk döneminde bu temeller üzerinde onun geçirdiği dönüşüm ve değişimlere ışık tutmaktadır. Aynı dönemde Macarların gözünden Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti'nin imajını aynı temelleri esas alarak değerlendirmektedir.
Yazarın Türk ve Macar kaynaklarını karşılaştırmalı olarak ele alması eserin değerini arttırmakta ve onu özel kılmaktadır. Yazar bu yönü ile akademik camiaya örnek olmakta ve alanına önemli katkılarda bulunmaktadır. Okuyucuya aynı zamanda zengin görsel malzeme şöleni sunan eseri yalnız akademik camia için değil Atatürk dönemindeki Türk-Macar ilişkilerini merak edenler için de bir başucu kitabı niteliğindedir.
Cumhuriyetimizin ilanının ve aynı zamanda Türkiye-Macaristan Dostluk Antlaşması'nın imzalanışının 100. yıl dönümünün ve Türkiye-Macaristan Kültür Yılı olarak kutlanacak olan 2024 yılının yaklaştığı bu zaman diliminde onun ruhuna uygun Türk-Macar ilişkilerini ele alan kapsamlı bir eser olması nedeniyle ona değerli bir armağan niteliğindedir